RIZA NUR - TARİH
- Umay
- 5 Mar
- 3 dakikada okunur
RIZA NUR - TARİH
Rıza Nur, I. ve II. TBMM ’nde Sinop mebusu olmuştur. Birinci mecliste Maarif Bakanlığı ikinci mecliste ise Sağlık Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur. Hem Moskova Antlaşması müzakeresinde hem de Lozan Konferans’ına giden heyette delege olarak yer almıştır.
Rıza Nur, gerek yapılan reformlar gerek devlet görevlileri ile ters düşmüş ve 1926 yılında, İzmir Suikastı’ndan bir sene sonra, ülkeyi terk etmiştir. Rıza Nur yurt dışında, Fransa’da, Hayatım ve Hatıratım adında bir hatırat yazar. Hatıratını, 1929 yılında kaleme almaya başlar ve 1935 yılında bitirir. Daha sonra bu hatıratının nüshalarından birini, İngiltere British Museum’a gönderir ama 1960 yılına kadar yayımlanmaması şartıyla. Rıza Nur, Atatürk’ün ölümü sonrası, Aralık 1938,yılında Türkiye’ye dönüş yapar ve 1942 yılında ise ölür.
Rıza Nur’un hatıratı 4 cilttir. İlk iki cildinde kendi hayatını, üçüncü cildinde İsmet İnönü’yü ve son cildinde ise Atatürk’ü konu alır. Nüshaları İngiltere, Hollanda ve Fransa bulunur. Nur’un hatıratında İsmet İnönü, Refik Saydam, Rauf Orbay, M.Kemal gibi isimlere yönelik yazdığı ithamlar ve hakaretler bulunur. Ama asıl dikkati çeken kısım ise kitabın bazı sayfalarında M.Kemal’e ve ailesine yönelik ağır ithamların, hakaretlerin yer almasıdır. Bu itham ve hakaretler sayfaların diplerine ve kanar kısımlarına yazılmıştır.
Rıza Nur’un hatıratını ilk yayıma hazırlayan kişi, Prof. Cavit Orhan Tütengil’dir. Tütengil, İngiltere’de araştırmalar yaparken bulduğu hatıratın nüshalarını alır ve 1963 yılında yayımlar; M.Kemal’le ilgili hakaretleri, “yanlış değer yargıları ile dolu” diyerek yayımlamaz.
Daha sonra, sözde tarihçi, Kadir Mısıroğlu, 1967 yılında, Rıza Nur’un bu kitabını tekrar yayımlar. Hatta kendisi söyle der: 1967 senesinde Cağaloğlu’nda iken birisi yanıma yaklaşır ve bu hatıratı verir. Ben de hayali bir yayınevi ile yayımladım…
Mısıroğlu’nun kitabı toplatılır. Daha sonra Abdurrahman Dilipak ikinci kere daha yayımlar ancak bu da o dönem yine toplatılmıştır.
Rıza Nur’un hatıratının bazı sayfalarında yer alan ek kısımlar, bazı dil bilimciler, tarihçiler gibi araştırmacılar çalışmalarda bulunurlar. Uzmanlar, Atatürk’ün kitaplığında bulunan, Rıza Nur tarafından imzalanan eserdeki, yazı karakterleri ile hatıratında Atatürk’e hakaret ettiği kısımlardaki yazıların karakterleri karşılaştırılır. Uzmanların yaptığı bu karşılaştırma sonucu, hatıratta, Atatürk’e ve ailesine yönelik ağır itham ve hakaret ettiği kısımların kendi el yazısından çıkmadığı, farklı bir yazı karakterine sahip olduğu belirlenir ve üstelik de bu kısımlar sayfa diplerine ve sayfa kenarlarına farklı kalemlerle yazılmıştır.
Ayrıca bu bölümlerde “şöyle rivayet ediliyor, babası için şöyle deniliyor, şöyle imiş..” gibi cümleler vardır. Bunun dışında hatıratta “Ali Rıza, M.Kemal’in üvey babasıdır” cümlesinin üzerinin kalın bir şekilde çizilerek iptal edilir.
Hatırattaki sayfaların kenar ve diplerine yazılan cümlelerin, yapılan araştırmalar sonucu Rıza Nur’un kalemine ait olmadığı artık bilinir. Peki bunun yapılmasındaki amaç nedir diye sorsak, cevabı basittir; Atatürk, üzerinde güneş batmayan, yenilmez denilen İngiltere’yi ve onun piyonu Yunanistan’ı maddi ve manevi olarak ağır bir yeniliye uğratmıştır. M.Kemal’in bağımsızlık savaşı tıpkı dinamo taşları gibi, İngiltere’nin sömürgelerine örnek olmuş, onlar da İngiltere ile bağımsızlık savaşına girmiştir ve İngiltere ağır bir kayıp yaşamıştır. Atatürk’e bundan ötürü duyulan bir nefret vardır. Bu nefreti, kinİ, onu ülkesindeki seven insanlara da bulaştırmak, gözden düşürmek için böyle bir yola girişilmiştir.
Ayrıca Rıza Nur, İngiliz Gizli Servisine çalışan bir muhbirdir. Bu da hatıratında gerek reformları, devrimleri sert şekilde eleştirmesi, Lozan’ı bir zafer olarak kabul etmeyişi ..., gerek Atatürk’ün yanındaki kişilere, gerek Atatürk’e ve ailesine yönelik itham ve hakaretlerin sebebini açıklar.
Rıza Nur’un İngilizlere çalışan bir muhbir olduğuna dair bilgiler ise:
Rıza Nur’un İngilizlere çalışan bir muhbir olduğuna dair birkaç belge vardır. Bunlar; Robert Olsen, Kürt Milliyetçiliğinin Kaynakları ve Şeyh Sait İsyanı adında bir kitap yazar. Bu kitabın 132. Sayfasında, İngiliz Genelkurmay Başkanlığı hava arşivleri kütüphanesinde yaptığı bir incelemeden bahsetmiştir. Burada bulduğu bir rapora göre, 7 Ekim 1924 ile 21 Ocak 1925 yılları arasında hava bakanlığını istihbarat bilgileri arasında, Türkiye’den gelen istihbarat bilgilerinde Türkiye’de bakanlık yapmış ve 1925 senesinden sonra eski bakan sıfatını almış bir muhbir var mecliste. Bu muhbirden sürekli bilgi alındığını söyler. Kitapta o ismin yeri karatılmıştır. Yapılan araştırmalarda o tarihte ayrılan, eski başkan diye yazılan tek bakan vardır, o bakan Rıza Nur’dur. Kitapta Rıza Nur’un meclisteki bütün gizli ve açık yapılan oturumlarda geçen konuşmaları bildirdiğini söyler.
Bir diğer kaynağımız ise Salahi Sonyel’in Gizli Belgelerde Lozan Konferansı isimli eserinde, bu raporların birinde, İstanbul’da bulunan İngiliz Yüksek Komiserliği yetkilerinden biri olan Andre Rayn, Rıza Nur hakkında İngilizlere şu bilgileri verir: Belirli görüşleri olmayan, macera sever, aşırı eğilimli, kim en çok para öderse oraya hizmet eder ve Bolşeviklerden de ödenek alır. Bu bilgiler ışığında Rıza Nur’un bir İngiliz ajanı olduğu, Bolşeviklere de bilgiler verdiğini anlarız.
Bu konu hakkında daha çok bilgiye ulaşmak için, cumhuriyet tarihçilerinden biri olan Turgut Özakman, DR.Rıza Nur Dosyası adında kaleme aldığı kitaba bakabilirsiniz. Şevket Süreyya Aydemir yine Nur hakkında bilgi verir. Ayrıca bir tarihçi olan Cihan Oktay, Düşünce ve Tarih adlı dergide, bu konu hakkında makaleleri vardır; Kasım 2015, Mart 2016 ve Ocak 2019 sayılarında bu makaleleri bulabilirsiniz.
Ayrıca gazeteci yazar Muharrem Bayraktar’ında, konu hakkında hem köşe yazısı ve videosu bulunmaktadır. Yine bir tarihçi olan Aytaç Bozkuyu’nun konu hakkında bir videosu vardır. Rıza Nur’un hatıratı ve İngiliz muhbiri olduğuna dair araştırmalar mevcuttur.

Comments