top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 369 sonuç bulundu

  • KADINLAR ve CADILAR - KİTAP TAVSİYESİ

    KADINLAR ve CADILAR - KİTAP TAVSİYESİ Pınar ÜLGEN Yayınevi: Yeditepe Yayınları Tür: Tarih Basım Tarihi: 2022 Sayfa Sayısı:224. Ortaçağ Avrupası’nın kadınlara bakışı, bu bakıştan kaynaklanan ve kilise zihniyetinin de büyük katkısıyla başlatılan cadılık ve cadı avını anlamak isteyenlerin okuyacağı bir başlangıç kitabı. Yazar kitabında hem Türk hem Avrupa araştırmacılarının kitap ve makalelerinden bolca alıntılar yaparak Avrupa’nın bir döneminin, bu mistik konusu hakkında okuyucuyu doyurucu bir şekilde bilgilendirir.     Ortaçağ Avrupa’sının ekonomi bunalımı, sosyo-kültürel durumu, cinsellik, yoksulluk, bebek ölümleri, kadınların bilge oluşu gibi nedenlerden doğan cadılığın gelişmesi, cadı avının yaygınlaştırılması; yakalanan cadılara uygulanan işkenceler, testler ve işkencecilere verilen kılavuzlar anlatılmıştır. Ardından bir cadının günlüğü, mahkeme kayıtları, cadıların itirafları gibi konu başlıklarıyla da o dönemin toplumunun, kilise zihniyetinin kadına ve cadılığa bakışını yazar kitabında vermeye çalışmıştır.       Cadılığın neden kadın vücudunda can bulduğuna dair okuma yapmak isteyenlerin öncelikle okuması gereken bir başlangıç kitabıdır. Eğer daha fazla bilgi öğrenmek isterseniz kitabın kaynak kısmı oldukça zengindir ve size bu konuda yol gösterecektir. Kitabın dili konusuna gelecek olursak sade-anlaşılır bir dili ve akıcı üslubu vardır. KADINLAR ve CADILAR - KİTAP TAVSİYESİ

  • RIZA NUR - TARİH

    RIZA NUR - TARİH Rıza Nur, I. ve II. TBMM ’nde Sinop mebusu olmuştur. Birinci mecliste Maarif Bakanlığı ikinci mecliste ise Sağlık Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur. Hem Moskova Antlaşması müzakeresinde hem de Lozan Konferans’ına giden heyette delege olarak yer almıştır. Rıza Nur, gerek yapılan reformlar gerek devlet görevlileri ile ters düşmüş ve 1926 yılında, İzmir Suikastı’ndan bir sene sonra, ülkeyi terk etmiştir. Rıza Nur yurt dışında, Fransa’da, Hayatım ve Hatıratım  adında bir hatırat yazar. Hatıratını, 1929 yılında kaleme almaya başlar ve 1935 yılında  bitirir.  Daha sonra bu hatıratının nüshalarından birini, İngiltere British  Museum’a gönderir ama 1960 yılına kadar yayımlanmaması şartıyla.  Rıza Nur, Atatürk’ün ölümü sonrası, Aralık 1938,yılında Türkiye’ye dönüş yapar ve 1942 yılında ise ölür. Rıza Nur’un hatıratı 4 cilttir. İlk iki cildinde kendi hayatını, üçüncü cildinde İsmet İnönü’yü ve son cildinde ise Atatürk’ü konu alır. Nüshaları İngiltere, Hollanda ve Fransa bulunur. Nur’un hatıratında İsmet İnönü, Refik Saydam, Rauf Orbay, M.Kemal gibi isimlere yönelik yazdığı ithamlar ve hakaretler bulunur. Ama asıl dikkati çeken kısım ise kitabın bazı sayfalarında M.Kemal’e ve ailesine yönelik ağır ithamların, hakaretlerin yer almasıdır. Bu itham ve hakaretler sayfaların diplerine ve kanar kısımlarına yazılmıştır. Rıza Nur’un hatıratını ilk yayıma hazırlayan kişi, Prof. Cavit Orhan Tütengil’dir. Tütengil, İngiltere’de araştırmalar yaparken bulduğu hatıratın nüshalarını alır ve 1963 yılında yayımlar; M.Kemal’le ilgili hakaretleri, “ yanlış değer yargıları ile dolu ” diyerek yayımlamaz. Daha sonra, sözde tarihçi, Kadir Mısıroğlu, 1967 yılında, Rıza Nur’un bu kitabını tekrar yayımlar. Hatta kendisi söyle der: 1967 senesinde Cağaloğlu’nda iken birisi yanıma yaklaşır ve bu hatıratı verir. Ben de hayali bir yayınevi ile yayımladım… Mısıroğlu’nun kitabı toplatılır. Daha sonra Abdurrahman Dilipak ikinci kere daha yayımlar ancak bu da o dönem yine toplatılmıştır. Rıza Nur’un hatıratının bazı sayfalarında yer alan ek kısımlar, bazı dil bilimciler, tarihçiler gibi araştırmacılar çalışmalarda bulunurlar. Uzmanlar, Atatürk’ün kitaplığında bulunan, Rıza Nur tarafından imzalanan eserdeki, yazı karakterleri ile hatıratında Atatürk’e hakaret ettiği kısımlardaki yazıların karakterleri karşılaştırılır. Uzmanların yaptığı bu karşılaştırma sonucu, hatıratta, Atatürk’e ve ailesine yönelik ağır itham ve hakaret ettiği kısımların kendi el yazısından çıkmadığı, farklı bir yazı karakterine sahip olduğu belirlenir ve üstelik de bu kısımlar sayfa diplerine ve sayfa kenarlarına farklı kalemlerle yazılmıştır. Ayrıca bu bölümlerde “şöyle rivayet ediliyor, babası için şöyle deniliyor, şöyle imiş..” gibi cümleler vardır. Bunun dışında hatıratta “Ali Rıza, M.Kemal’in üvey babasıdır” cümlesinin üzerinin kalın bir şekilde çizilerek iptal edilir. Hatırattaki sayfaların kenar ve diplerine yazılan cümlelerin, yapılan araştırmalar sonucu Rıza Nur’un kalemine ait olmadığı artık bilinir. Peki bunun yapılmasındaki amaç nedir diye sorsak, cevabı basittir; Atatürk, üzerinde güneş batmayan, yenilmez denilen İngiltere’yi ve onun piyonu Yunanistan’ı maddi ve manevi olarak ağır bir yeniliye uğratmıştır. M.Kemal’in bağımsızlık savaşı tıpkı dinamo taşları gibi, İngiltere’nin sömürgelerine örnek olmuş, onlar da İngiltere ile bağımsızlık savaşına girmiştir ve İngiltere ağır bir kayıp yaşamıştır. Atatürk’e bundan ötürü duyulan bir nefret vardır. Bu nefreti, kinİ, onu ülkesindeki seven insanlara da bulaştırmak, gözden düşürmek için böyle bir yola girişilmiştir. Ayrıca Rıza Nur, İngiliz Gizli Servisine çalışan bir muhbirdir. Bu da hatıratında gerek reformları, devrimleri sert şekilde eleştirmesi, Lozan’ı bir zafer olarak kabul etmeyişi ..., gerek Atatürk’ün yanındaki kişilere, gerek Atatürk’e ve ailesine yönelik itham ve hakaretlerin sebebini açıklar. Rıza Nur’un İngilizlere çalışan bir muhbir olduğuna dair bilgiler ise: Rıza Nur’un İngilizlere çalışan bir muhbir olduğuna dair birkaç belge vardır. Bunlar; Robert Olsen, Kürt Milliyetçiliğinin Kaynakları ve Şeyh Sait İsyanı  adında bir kitap yazar. Bu kitabın 132. Sayfasında, İngiliz Genelkurmay Başkanlığı hava arşivleri kütüphanesinde yaptığı bir incelemeden bahsetmiştir. Burada bulduğu bir rapora göre, 7 Ekim 1924 ile 21 Ocak 1925 yılları arasında hava bakanlığını istihbarat bilgileri arasında, Türkiye’den gelen istihbarat bilgilerinde Türkiye’de bakanlık yapmış ve 1925 senesinden sonra eski bakan sıfatını almış bir muhbir var mecliste. Bu muhbirden sürekli bilgi alındığını  söyler. Kitapta o ismin yeri karatılmıştır. Yapılan araştırmalarda o tarihte ayrılan, eski başkan diye yazılan tek bakan vardır, o bakan Rıza Nur’dur. Kitapta Rıza Nur’un meclisteki bütün gizli ve açık yapılan oturumlarda geçen konuşmaları bildirdiğini söyler. Bir diğer kaynağımız ise Salahi Sonyel’in Gizli Belgelerde Lozan Konferans ı isimli eserinde, bu raporların birinde, İstanbul’da bulunan İngiliz Yüksek Komiserliği yetkilerinden biri olan Andre Rayn, Rıza Nur hakkında İngilizlere şu bilgileri verir: Belirli görüşleri olmayan, macera sever, aşırı eğilimli, kim en çok para öderse oraya hizmet eder ve Bolşeviklerden de ödenek alır . Bu bilgiler ışığında Rıza Nur’un bir İngiliz ajanı olduğu, Bolşeviklere de bilgiler verdiğini anlarız.  Bu konu hakkında daha çok bilgiye ulaşmak için, cumhuriyet tarihçilerinden biri olan Turgut Özakman, DR.Rıza Nur Dosyası  adında kaleme aldığı kitaba bakabilirsiniz. Şevket Süreyya Aydemir yine Nur hakkında bilgi verir. Ayrıca  bir tarihçi olan Cihan Oktay, Düşünce ve Tarih  adlı dergide, bu konu hakkında makaleleri vardır; Kasım 2015, Mart 2016 ve Ocak 2019 sayılarında bu makaleleri bulabilirsiniz. Ayrıca gazeteci yazar Muharrem Bayraktar’ ında, konu hakkında hem köşe yazısı ve videosu bulunmaktadır. Yine bir tarihçi olan Aytaç Bozkuyu’ nun konu hakkında bir videosu vardır. Rıza Nur’un hatıratı ve İngiliz muhbiri olduğuna dair araştırmalar mevcuttur. Rıza Nur

  • Alfred Nobel - Nobel Ödülleri - Tarih

    Alfred Nobel - Nobel Ödülleri - Tarih Alfred Nobel, İsveçli bir kimyagerdir. 5 dil bilir, edebiyata, şiire merakı vardır. Ascanio Sobrero, İtalyan bir kimyagerdir. Bu kimyager nitrogliserin denilen karabaruttan daha güçlü üretilen ilk patlayıcıdır.Sobrero,bu maddesini sentezler. Nobel, bu kimyagerle tanışır. Ve nitrogliserin maddesini patlamasını kontrol etmek için pek çok denemeler yapar. Hatta bu denemelerden birinde kardeşini kaybeder. Nobel vazgeçmez ve en nihayetinde nitrogliserin denilen maddenin patlamasını kontrol altına alarak patentini alır. Bu patlayıcının adı ise hem savaşlarda hem da maden ocaklarının açılmasında kullanılan dinamiktir. 1988 yılında Nobel, gazete okurken kendisinin ölüm ilanını okur. Karışıklık yaşanmış ve aslında ölen kardeşidir. Nobel, bu ölüm ilanından sonra öldükten sonra nasıl hatırlanacağını düşünür ve vasiyet eder: servetinin büyük bir ölümünü insanlığa fayda sağlayacak işlerde kullanılması için karar verir. Bir vakıf kurar, bu vakıf her sene edebiyat, fizik, kimya, tıp ve barış alanlarında ödül dağıtımı yapacak ve yanında da para ödülü verilecek.  Böylelikle adı ile anılan Bnobel Ödülleri ortaya çıkacaktır. Vasiyetteki kurallara göre, ödül yaşayanlara verilecek ve barış ödülüne layık görülecek kişiyi seçen Norveç Nobel Komitesi olacaktır. Diğer ödülleri ise İsveç verecektir. Nobel ödülleri her sene Ekim ayında açıklanır, ödül töreni ise Aralık’ta olur.  Törende sembolik bir altın madalya ve bir de bir miktar para verilir. Alfred Nobel - Nobel Ödülleri

  • Alpaslan Türkeş - Tarih

    Alpaslan Türkeş - Tarih 12 Eylül 1980 askeri darbesinde kimilerine Alpaslan Türkeş’e ait kimilerine göre de Agah Oktar Güner’e ait olduğu söylenen bir cümle vardı. Bu cümle ise “Biz Hapisteyiz Fikirlerimiz İktidarda” … Alpaslan Türkeş - Tarih

  • KİLİSE'NİN TAPINAK ŞÖVALYELERİ'Nİ YOK ETMEK İSTEMESİ - TARİH

    KİLİSE'NİN TAPINAK ŞÖVALYELERİ'Nİ YOK ETMEK İSTEMESİ - TARİH Kilise, kendi öğreti ve güçlerini zayıflattıklarına inandıkları Katharları temizledikten sonra bu sefer dümenini Tapınak Şövalyelerine çevirmiştir. Tapınak Şövalyeleri önce Haçlı Ordusu olarak bir araya geldiler daha sonra Kudüs’e giden uluslararası yolları korumaya başlayınca güçlendiler, zenginleştiler ve bankerler haline geldiler. Dönemin Fransa kralının bu şövalyelere çok fazla da borçlanmıştır. Kilise bu zenginliği, gücü istedi; kralın desteğini de alan kilise Tapınak Şövalyelerinin gizemli bir tarikat olduğunu, şeytana-puta taptıklarını, eşçcinsel olduklarını, haça tükürdükleri gibi şeylerle suçladılar. II.Fliip 1307 de çıkardığı emir ile Tapınak Şövalyelerinin mallarına el konulmasını ister, kafirlikle suçlar. Tapınak Şövalyelerinin önemli liderlerinden Jacgues de Molay tutuklanır, hapse atılır ve 1314 yılında halkın içinde kafir olduğu gerekçesiyle kazığa bağlanarak yakılmıştır. Rivayet o ki Jacgues de Moley yakıldığı sırada papa ve kralı lanetler ve o lanetlerden sonra her ikisi de bir sene sonra ölmüşlerdir. KİLİSE'NİN TAPINAK ŞÖVALYELERİ'Nİ YOK ETMEK İSTEMESİ - TARİH

  • Hacı Wilhelm - Tarih

    Hacı Wilhelm - Tarih Almanya imparatoru Kayser II.Wilhelm, I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı’yı müttefiki olarak yanında görmek ister. Bu yüzden Osmanlı’yı resmi ziyaretlerinde başına fes takarak ziyaret ederdi. Hatta Müslüman olup hacca gittiği söylemlerden ötürü lakabı Hacı Wilhelm çıkmıştır. Hacı Wilhelm - Tarih

  • Prens Adalarından Büyük Ada- Tarih

    Prens Adalarından Büyük Ada- Tarih Adalar, Heybeliada, Büyükada, Burgazada, Kınalı ada, Sedef adası olmak üzere beş ana adadan oluşur. Bizans devrinde adalar sürgün yeriydi. Tahtından indirilen imparatorlar, prensler, asi komutanlar buralara yollanır ve sonra da gizlice katledilirdi. Alpaslan’a yenilen imparator Romanos Diogenes’in gözleri burada (Büyükada) oyulmuştur. Asi General Vardan’da bu adalara sürülmüş, hemen sonra da öldürülmüştü. Asırlar sonra Troçki geliyordu. Tarihin bir garip cilvesi daha. Birinci Dünya Harbi sonunda ABD başkana Wilson, Bolşeviklerle bir konferans teklif etmiş ve Lenin’in temsilcisiyle Büyükada’da (Prinkipo) buluşması kararlaştırılmıştı. Bu konferans yapılamadı. Yapılsaydı Troçki, SSCB’nin harbiye ve hariciye komiseri olarak Büyükada’ya çıkacaktı. Şimdi ise siyasi mülteci olarak sığınıyordu. Prens Adalarından Büyük Ada- Tarih

  • CURCUNABAZLAR -KİTAP TAVSİYESİ

    CURCUNABAZLAR -KİTAP TAVSİYESİ Mehmet ANIL Yayınevi: İletişim Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi:2023 Sayfa Sayısı:215 Yazarımız kutsal kitaplardan olan Tevrat’taki bir hikayeden, İshak ve Rebeka/Rifka oğulları Esav ve Yakup’un peygamberlik mücadelesinden, yola çıkarak günümüz dünyasında kardeşlerin para, güç, iktidar mücadelelerini kurgulayarak yazmıştır. Romanın vermek istediği mesaj ise insanların kadim zamanlardan getirdiği hırs, doyumsuzluk, sevgi, nefret, aşk, güç, para… gibi duyguların aslında hiç değişmediği, bunların dünün ve bugünün dünyasında kardeşler arasında çatışmalara döndüğünü geleceğin dünyasında da döneceğini anlatır aslında. Yazarın da yazdığı gibi “ Kardeşler arasına para pul, mal mülk girmesin, büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilsin ” Romanımız akılcı bir üslup sade bir dille yazılmıştır. CURCUNABAZLAR -KİTAP TAVSİYESİ

  • MEHMET AKİF KALABALIKLARDA BİR YALNIZ ADAM - KİTAP TAVSİYESİ

    MEHMET AKİF KALABALIKLARDA BİR YALNIZ ADAM - KİTAP TAVSİYESİ M.Orhan OKAY Yayınevi: Dergah Yayınları Tür: Biyografi Basım Tarihi: 2022 Sayfa Sayısı:244 Kitabımız Akif’in kısa biyografisini vererek başlar. Sonrasında Akif’in yedi safhadan oluşan eseri Safahat’dan kısa kısa pasajlar alıntılarayak, yazarın siyasi, sosyal, dini meselelerdeki görüşlerini, düşünce dünyasını, sanatını, edebiyat anlayışını açıklamaya çalışır. Sayfalar arasında ilerledikçe de Safahat’ta yer alan karakterleri analiz eder yazarımız Okay. Kitabın son sayfalarında ise Akif üzerine yapılan mülakatlar yer alır. Mehmet Akif ERSOY gerek kendi döneminde gerek ölümü sonrasında ki dönemde ülkemizde insanları peşinden sürükleyen ve sürükleyecek de olan bir aydınımızdır. Peki ama onu kendi döneminde bu kadar yalnız bir adam yapan ne idi?  Akif bu sorunun cevabını yedi kitabının ortak adı olan Safahat’ta vermiştir ve Orhan Okay’da başta bu eserden yola çıkarak onu kalabalıklarda yalnız yapan nedenleri incelemiştir. MEHMET AKİF KALABALIKLARDA BİR YALNIZ ADAM - KİTAP TAVSİYESİ

  • “TURGUT” UN SERÜVENİ - KİTAP TAVSİYESİ

    “TURGUT” UN SERÜVENİ - Kitap Tavsiyesi Emin ÇÖLAŞAN Yayınevi: Tekin Yayınevi Tür: Toplum, Siyaset Basım Tarihi:1991 Sayfa Sayısı:191 Emin Çölaşan, Turgut Nereden Koşuyor adında bir kitap yazar; Turgut ÖZAL, ailesi ve çevresi hakkında. Bu kitap kısa süre için dönemin en çok satılan kitap listesinde yer alır. Yalnız Özal ve ailesi kitap ilk çıktığında değil de kitabın satış rekorları kırmasından sonra(46 baskı sonrası) içeriğinden rahatsız olur; ki Özal ve ailesi sürekli kitabı okumadıklarını beyan etmesine rağmen. Özal, Çölaşan’ı ve Tekin Yayınevi’ni mahkemeye verir. Mahkeme o kadar delil ve tanığa rağmen, Çölaşan’ı faiziyle beraber yüklü bir para cezasına çaptırır. Kitabımız işte bu mahkeme serüvenini, kitabın ortaya nasıl çıktığını, sonraki kitabın tekrar basım için gelen basılma talebini, kitapla ilgili diyalogları, Çölaşan’ın okuyucularının bu parayı ödemesinde yardımcı olmak için yazdığı mektupları, Süleyman Demirel, Uğur Mumcu gibi isimlerin tanıklığını….anlatır. Altemur Kılıç, Çetin Emeç, Metin Toker, Faruk Bildirici, Melih Aşık, Hasan Pulur, Uğur Mumcu, Erol Simavi gibi yazarlar köşelerinde bu olayı yazmışlardır. Güldüren, güldürürken de düşündüren bu kitabı okuduğunuzda dünden bugüne bir şeylerin değişip değişmediğini, hukuk ve adaletin yerini bir şeylerin alıp almadığını sorarsınız kendinize. “TURGUT” UN SERÜVENİ - Kitap Tavsiyesi

  • DÜNYANIN DÜZLEŞMESİ - Kültürün Krizi Ve Normların Tahakkümü - KİTAP TAVSİYESİ

    Dünyanın düzleşmesi - Kültürün Krizi ve Normların Tahakkümü - Kitap Tavsiyesi Olivier ROY Çeviren: Haldun BAYRI Tür: Sosyoloji, Toplum Yayınevi: Metis Yayınları Basım Tarihi:2024 Sayfa Sayısı:194 Milletlerden ve kimliklerden söz edilirken beraberinde kültürleri de söylenegelmiştir. Ama 1960’lı yıllarda milletlerin kültürlerinde bir dönüşüm başlayacaktır; 1960’da Fransa’da bireysel hazcı devrim, sonrasında peki sıra gelen siyasette neoliberalizm, Vietnam Savaşı, müzikte Hippi hareketi derken en nihayetinde internetin ortaya çıkışı ile (facebook, x, İnstagram…)yaygınlaşması gündelik yaşamların tekrar üretilmesine ve değerlerde dönüşüme neden olmuştur. Bu dönüşümün vardığı sonuç ise toplumlarda yeni bir kültürün doğması ya da kültürsüzleşme ya da küreselleşmeye ya da  –yazarın deyimiyle - yurtsuzlaşmaya neden olmuştur; Kültürsüzleşme ise dünyanın düzleşmesine… Sosyal çözümlemelere dayanılarak, felsefi anlatımlarla da zenginleştirilen Dünyanın Düzlemesi günümüz dünyasını anlamak isteyenlerin kitabı. Dünyanın düzleşmesi - Kültürün Krizi ve Normların Tahakkümü - Kitap Tavsiyesi

  • CERRAH - KİTAP TAVSİYESİ

    CERRAH - KİTAP TAVSİYESİ Tayfun  PİRSELİMOĞLU Tür: Roman Yayınevi: İletişim Yayınları Basım Tarihi:2024 Sayfa Sayısı:143 Ressam, senarist, yönetmen olan yazarın son romanı Cerrah, yaşadığımız coğrafyayı, zamanı bir maymun ve kaplanla kurgulayarak siyasi tarih karakterleri, derin devlet ile ilgili kimlikleri ve sıradan insan ile bir toplumu anlatmıştır. Romandaki başkahraman Tarık Kara, devlet için yüz değiştirme ameliyatları yapan bir doktor ve Ayla adında bir aşkı vardır. Romanımız 2024 Cevdet Kudret Edebiyat ödülünü almıştır. CERRAH - KİTAP TAVSİYESİ

  • White Facebook Icon
  • Instagram
  • X

Bilge Zevat

Bilge Zevat Baykuş

© 2024 by Kâşif

bottom of page