
Arama Sonuçları
Boş arama ile 369 sonuç bulundu
- ATATÜRK - Kitap Tavsiyesi
ATATÜRK - Kitap Tavsiyesi Bir Milletin Yeniden Doğuşu Lord KINROSS Çeviren: Necdet SANDER Tür: Tarih Yayınevi: Altın Kitaplar Basım Tarihi: 2021 Sayfa Sayısı: 591 Çökmüş bir milleti ayağa kaldıran, milletiyle beraber ülkesinin yenilgilerle dolu makus talihini ve tarihini yenen, vatanına özgürlüğü- eşitliği- demokrasiyi tattıran, ülkesini milliyetçi, halkçı, cumhuriyetçi ve laik değerler üzerine kuran, Mustafa Kemal Atatürk’ün, akademik otobiyografisi ama bir o kadar da romanıdır, elimizdeki kitap. Bir zamanlar Osmanlı toprağı sayılan Makedonya’da, Osmanlı vatandaşı olarak doğan Mustafa’nın, ailesi, gençlik yılları, askerliği, çevresi, siyasete girişi, ideolojisi ve devlet adamlığına giden süreçleri yazarımız 5 yıllık araştırma ve inceleme-hatta savaşların olduğu bölgeleri dahi gezen- sonucu yazmış ve biz Atatürk okuyucularına sunmuştur. Anlatımı ise akıcı, anlaşılır bir dil ve yalın cümlelerle yoğun bir anlatımdır. Osmanlı gerileyişi, yıkılışı, Millî Mücadele, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyet’inin doğuşu, dünya devletleri gözünde Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti gibi olay ve olgulara da ışık tutan bir eserdir. Bir İngiliz yazar gözünden sadece kendi ülkesi ve yüzyılını değil sonraki yüzyılları ve ülkeleri de etkileyen bir liderin öyküsü olan bu kitap muhakkak okunmalıdır. Kitapta, Atatürk’ün kendi ağzından, kendi cümleleriyle düşünce yapısını, olaylara yorumlarını da okursunuz. Kitabın en nitelikli özelliği ise M.K. Atatürk’ün bir otokrat lider olduğunu, siyasi gücü elinde tutma isteğini, siyasi-sosyal-ekonomi stratejilerini ve planlarını gösteren ve gösterirken de aslında bütün bunları ülkesinin ve halkının özgürlüğü, eşitliği, mutluluğu, demokrasisi için yaptığını göstermesidir. Kitabımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğini ama insani yönlerini de göstererek anlatmıştır. *** Atatürk hakkında okunması gereken belli kitaplar vardır, bunlar: 1)Falih Rıfkı ATAY, Çankaya 2)Şevket Süreyya AYDEMİR, Tek Adam 3)Lord Kinross, Atatürk, Bir Milletin Yeniden Doğuşu 4)Andrew MANGO, Atatürk Modern Türkiye’nin Kurucusu Kitaptan Alıntılar: -Onun çağının diktatörlerinden ayıran iki önemli nokta vardı.: Dış politikası, sınırları genişletmek yerine daraltmak esasına; iç politika ise kendi ölümden sonra da ayakta kalabilecek bir siyasal sistem kurmak düşüncesine dayanıyordu. -Mustafa Kemal başka bir arkadaşı sayesinde de “siyaset diye bir şey” in varlığının farkına vardı. Bu arkadaşı kendisi gibi Makedonyalı olan Ali Fethi’ydi. -Edirne’de kesin olarak Türkiye’de kaldı. Enver yükseldikçe yükseldi. Harbiye Nazırlığı’na getirildi; paşa oldu; Osmanlı prenseslerinden biriyle evlendi ve Boğaziçi’ndeki bir sarayda prensler gibi yaşamaya koyuldu. O yumuşak başlı “Hürriyet Kahramanı” böylece tam bir askeri diktatör olunca herkes “Enver Paşa, Enver Bey’i öldürdü” demeye başladı.
- Jan Dark Kimdi? - Tarih
Jan Dark kimdi? - Tarih Engizisyon Mahkemesi Tapınak Şovalyeleri'nden sonraki kurbanı Jan Dark oldu. Jan Dark bazen sesler duyduğunu, gözlerinin önüne görüntüler geldiğini ve kendisini ilahi bir rehber olarak kutsandığını söylemiştir. Erkek kıyafetleri giyen bu savaşçı kadın, Fransa ordularını İngiltere orduları karşısında, manevi destekle de, önemli zaferler kazandırmıştır. Mayıs 1431 de İngilizler tarafından yakalanır ve Engizisyon Mahkemesine çıkarılır. Mahkeme 19 yaşında olan bu kızı kafirlikle suçlayarak 1431’de yakmıştır. Ölümünden 490 yıl sonra ise kilise Jan Dark’ı Fransa’nın Koruyucu Azizesi ve Orleans Bakiresi ilan etmiştir.
- Hünkarların Yolculuk Taşıtları - Tarih
Hünkarların Yolculuk Taşıtları - Tarih Padişahlar yüzyıllar boyu Eyüp’e gidiş gelişte at sırtında yolculuk etmiş, I.Mahmud “esb-i saba-reftar”(rüzgar kadar hızlı at ) üzerinde geri dönmüştü. Ancak Sultan V.Mehmet Reşad yaşlı ve şişman olduğundan bu adeti benimsemeyerek, orya Söğütlü vapuruyla gidip, arabayla dönmüştü. Simavi’ye göre (Lütfi Simav, Gördüklerim Kitabı) kara yolu ile dönmek talihsiz bir karadı. Deniz yoluyla dönmenin daha iyi olacağını savunuyordu., zira böylece arabayla çirkin ve ahşap evlerle çevrili dar sokaklardan geçilmek zorunda kalınmayacaktı... Ebru BOYAR-Kate FLEET, Osmanlı İstanbul’unun Toplumsal Tarihi
- Venedik'in Konstantinapol'ü Yağmalaması - Tarih
Venedik'in Konstantinapol'ü Yağmalaması -Tarih Dördüncü Haçlı Seferi Venedik’in yüzüne güldü. Venedik’in yaşlı ve kör doçu, Enrico Dandolo, Haçlıların taşıma ücretlerini ödeyemedikleri bahanesiyle bütün bir Haçlı Seferini Venedik’in emrine verdi. Önce başkaldırmaya cesaret eden Zara’yı aldı; ardından da kadim ve tek rakibi olan ebedi Byzantium’a yöneldi. Papa orduları Zara’ya yönlendiren Venediklileri aforoz etmişti ama ne işe yaradı ki? Konstantinapol’ü yağmaladılar ve dört büyük yıldızlı atı, Akdeniz yağmalarıyla tıka basa dolmuş bir harami mağarasına benzeyen St. Marco Bazilikası’na taşıdılar. Burası yaklaşık dört yüz yıl önce, Venedikliler tarafından Müslümanları atlatmak için, bir fıçı salamura domuz etinin arasına gizlenerek İskenderiye’den çalınan mübarek aziz kemiklerine de ev sahipliği yapıyordu. Ayasofya’daki ayini artık Venedikli bir başpapaz yönetiyordu. Venedik, söylendiğinde trompet gibi çınlayan şerefli “ Roma İmparatorluğu’nun bir yarısının ve bir çeyreğinin hâkimi ” unvanını almıştı, doçu ise, Antik Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi kırmızı potinler giyecekti; şimdi dört denize hükmediyordu: Adriyatik, Ege, Marmara ve Karadeniz… Eileen POWER, Ortaçağ İnsanları
- Çay Partisi - Tarih
Çay Partisi - Tarih 16 Şubat 1939 tarihinde İnönü’nün not defterinde “ Hükümette tedrici tasfiye ” yazmaktadır. Anlıyoruz ki Atatürk’ün kadroları yönetimden uzaklaştırılmıştır. İkinci tarih, 24 Aralık 1939’da Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan 1700 kişilik “ kırgınlıkları giderm e” çay partisi karşımıza çıkıyor. Bu çay partisi neticesinde, Mustafa Kemal’in 15 yıldır kararlıkla meclisten ve yönetimden uzak tuttuğu ve bazılarının yıllarca yurtdışında yaşadığı bilinen kişiler milletvekili ve bakan olmuşlardır. Bu kişilerden bazılarının 1919’larda Amerikan mandacısı olduğu ve neden yönetimden uzak tutuldukları Nutuk’ta bizzat Mustafa Kemal tarafından belirtilmiştir. İsmail YAVUZ, Mustafa Kemal’in Uçakları (Türkiye’nin Uçak İmalat Tarihi 1923-2012)
- Rakının Ülkesinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Erdoğan Türkiyesi’ne Şarap ve Alkol (14.-21.Yüzyıllar) - Kitap Tavsiyesi
Rakının Ülkesinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Erdoğan Türkiyesi’ne Şarap ve Alkol (14.-21.Yüzyıllar) - Kitap Tavsiyesi François GEORGEON Çeviren: Renan AKMAN Yayınevi: İletişim Yayınları Tür: Araştırma Basım Tarihi:2023 Sayfa Sayısı:341 Türkiye’nin toplumsal ve kültürel hayatının unsurlarından biri olmuştur içki; boza, şarap, bira, rakı Yazar, Türklerin Orta Asya’dan bugüne kadar uzanan içki hayatını, içkinin dünü ve bugününü incelemiştir. Türklerin ilk alkollü içkisi olarak bilinen boza, Osmanlı’nın vazgeçilmezi olan şarap, içki seçeneğine eklenen bira ve 19.yy.’da hayatımıza giren rakının bu topraklardaki tarihine ışık tutulmuştur. İçkinin, din-toplum-siyaset ekseninde nasıl şekillendiği, döneminin basınında, edebiyatında, sağlığında nasıl yer aldığı, meyhanenin bir utanma yerinden sosyalleşme mekânına gelmesi… gibi içki ve içkiye dayalı Türkiye’nin tarihini okumak isteyenlerin okuması gereken akademik kitaptır. Kitabımız akademik olsa da akıcı bir üslubu ve anlaşılır bir dili vardır. Ayrıca kitapta yer yer görsel öğelere yer verilmiştir. Zengin bir kaynakçası vardır. Kitaptan Alıntılar: - III.Osman’ın kadınların sokakta dolaşmalarının günlere bağlanması ve gayrimüslimlere kendileri için tayin edilmiş kıyafetleri giyme mecburiyetinin getirilmesiyle İslami bir ahlak düzenini yeniden tesise matuf ilk icraatları arasında, meyhanelerin kapatılması da yer alır.; bu son uygulama yeniçeri ağası, bostancıbaşı, topçubaşı ve Galata voyvodasının gelirlerinin aniden azalmasına neden oldu ve Hammer’in deyişiyle “homurdanmalara yol açtı” -Büyü Osmanlı şehirlerinde, özellikle başkentte bu devrin bir yeniliği de şık meyhanelerin baş göstermesiydi. Bunlara “selatin camiler”denen sultan camilerine göz kırpışla “selatin” meyhaneler denir.
- Köhne - Ethem BARAN - Kitap Tavsiyesi
Köhne - Ethem BARAN - Kitap Tavsiyesi Ethem BARAN Yayınevi: İletişim Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi:2024 Sayfa Sayısı:220 Orta Anadolu’da yazgıları iç içe geçmiş kadınlar… Hepsinin hikâyesi ayrı ayrı olsa da, acıları aynıydı aslında; ailede sevilmeyişi, baba ocağında hepsinin birer namus simgesi olması, istemedikleri, sevmedikleri erkeklerle zorla evlendirilmeleri, evliliklerinde kocalarından sevgi-saygı görmeyişleri, dayak yemeleri, hor görülmeleri, mutsuz olmaları; hayatı yaşayamadan kucaklarına çocuk verilmeleri, erkek çocuklarının sevilip, kız çocuklarının sevilmemesi… maddi manevi zorluklarla geçen yaşamları… Romanımızda kadın hikâyelerinin yanında gecekonduluğun zor şartları, yoksulluk gibi temel sorunlar da anlatılmıştır. Sade, yalın bir üslupla kaleme alının romanın mutlu eden yanlarından biri de kadınlara acı çektiren, onların gözyaşlarına neden olan erkeklerin hazin sonu…
- BİLİNEN COĞRAFYALARDAN BİLİNMEYEN HİKÂYELER: ÖĞRENDİKLERİM
Hakan ÖZEROL Yayınevi: Mela Yayınları Tür: Gezi Basım Tarihi:2021 Sayfa Sayısı: 102 Yazarın kendi deyimiyle “olmaya çalışacağız, olduğumuz kadar”; hayatımız boyunca karşılaştığımız olaylar, kişiler, duygular, gezip gördüğümüz-tanıdığımız yerler, sanat, edebiyat, siyaset, savaş … gibi her şey kendi özümüz oluşturmamıza yardım eder, edebildiği kadarıyla. Yazarımız yukarıda yazdığımız düsturla kendi olma yolunda ona, bir şeyler katan, düşüncelerine, hayatına farklı baktırmayı sağlayan bazı “şeyleri” anlatmıştır kitabında. Mesela Vatikan’da bulunan Roma dönemine ait bir lahit, Çekya’daki “Kader” adlı heykel, Paris’in Marais şehri, Tapınakçılar vs vs Bir de yazarımız kendi özünü oluşturma yolunda okumanın başta ruhumuz olmak üzere, düşüncelerimizi, fikirlerimizi şekillendirmede, benliğimizi oluşturmadaki önemini de okuyucusuna kavratır. Kavratır çünkü doğrudan, nasihat eder gibi, öğretmen edasıyla değil de içten, sevecen, karşılıklı muhabbet edercesine, yer yer de aydınlardan alıntıladığı cümlelerle anlatır.
- REZONANS KANUNU
Pierre FRANCKH Çevirmen: Bengisu Akipek Yayınevi: Koridor Yayınları Tür: Kişisel Gelişim Basım Tarihi: 2024 Sayfa Sayısı:204 Rezonans Kanunu yankı, eko, titreşim demek. Yazar, kalbin beynimizden daha çok enerji yaydığını, vücudun neye ihtiyaç duyduğunu beyne, organlara ileten duygularımızdır yani kalbimiz olduğunu yazar. Düşüncelerimiz, duygularımız, inançlarımız, düşündüklerimiz, hissettiklerimiz, dileklerimiz yaydığımız enerjiye göre karşımıza çıkar. Yaşadıklarımızı iyi-kötü olarak algılamamızın sebebi enerjimizdir. Hisselerimiz, duygularımız, düşüncelerimiz karşımıza iyiyi ve kötüyü çıkarır. Bunun için önemli olan yaydığımız enerji, düşüncelerimiz, hislerimiz, duygularımızın gücüdür. Peki o zaman duygularımızı, dileklerimizi, hislerimizi, düşündüklerimizi nasıl olumlu enerjiye çevirebiliriz? Kuantum alanımızı nasıl geliştirmeyiz ki algılarımız karşımıza iyi olarak çıksın? Rezonans Kanunu ‘nu nasıl çalıştırabilirim? Bu ve buna benzer soruların cevabı elimizdeki kitapta yazmaktadır. Kitabımızın önemli özelliği ise bazı bilgilerin bilimsel olarak kanıtlanmış olmasıdır. Örneğin DNA’nın düşünce ve his yoğunluğuyla değişime uğraması, küçülmesi, büyümesi gibi…












