
Arama Sonuçları
Boş arama ile 338 sonuç bulundu
- Özgür Topraklar - Kitap Tavsiyesi
Özgür Topraklar - Kitap Tavsiyesi Neel MUKHERJEE Çeviren: İrem Uzunhasanoğlu Yayınevi: Timaş Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi: 2019 Sayfa Sayısı: 334 Özgür Topraklarda yaşayan baş karakterler ve hikâyeleri kimi zaman bir ayı oynatıcısı, kimi zaman bir aşçı, kimi zaman ev hizmetçisi, kimi zaman bir inşaat işçisi, kimi zaman da Londra’dan ailesine ziyaret gelmiş biri; hepsinin ayrı hikayeleri olsa da birbirine bağlanan hikayelerinde ortak noktalar vardır; sosyal adaletsizliğin olduğu, hukuk egemenliğinin güçlünün yanında olduğu ama her şeye rağmen hayata tutunabilme, yaşama kaygısı, kavgası… Özgür topraklarda, Hindistan’da, kast sisteminin getirdiği yaşam koşulları, coğrafyada yaşayan birden fazla dilin insanlar arasındaki iletişime olan etkisi; okumayı çok seven bir kızın renkli kelimeler içine sinsin diye sayfaları koparıp koparıp yemesi, çocukları açlıktan ölmesin, iyi bir gelecekleri olsun diye din değiştirip Hristiyan olan bir anne; Mao Komünist Parti’sinin üyelerine verdiği ödüller, eğitimler, propagandalar, fakir insanları kendilerine nasıl çalışan yaptıkları…. Özgür topraklara ait kültür, yoksulluk, siyaset, kast sistemi, din gibi kavramlar etrafında şekillenen insan manzaraları romanımızda, siz okuyucuları beklemektedir. Romanımız New York Times’ın 2018 en iyi on kitaplarından biri seçilmiştir. Romanımızdaki hikayelerin karakterleri tıpkı bizler ve dünyadaki diğer insanlar gibi, kendi hikayelerinde, doğup yaşadıkları coğrafyada var olmaya çalışan, hayatta kalma mücadeleleri veren, kendi şanslarını bulma yollarını arayan insanlardır. Aslında dünyada yaşayan insanlara pek de uzak olmayan manzaralar.
- Winston Churchill Kimdir? - Tarih
Winston CHURCHİLL Kimdir? - Tarih Winston Churchill, 1874 yılında İngiltere’de bir malikânede, aristokrat bir ailede doğar. Babası tarafından yeteneksiz, hiçbir işe yaramayan bir çocuk olarak görülmüştür. Winston Churchill, babasını memnun etmek için çabalar, annesini ise kafasında apayrı üstün bir yere koyar. Annesi ve babasının sürekli politik ve sosyal ortamda olmasından ötürü ne Churchill ne da kız kardeşiyle pek ilgilenmezlerdi. Churchill asker olmak isterdi, çünkü çok sevdiği ülkesinin başarılarına başarılar katmak isterdi. Bu sevgisi çocukken başlar; 1500 minyatür askerleriyle oyunlar oynardı. Daha sonra babası onu yatılı okula yolladı. Babasının ilgisizliği onu çok üzülüyordu. 13-18 yaşlarında kaldığı yatılı okula babası onu görmeye sadece bir kere gelmişti, hatta o da okul müdürünün isteği ile. Churchill’in dersleri zayıftı bu yüzden babası onun avukat olamayacağını düşünür ve onu, onun da isteği ile askeri okula yollamaya karar verir. İki kere girdiği askeri okul sınavından geçemez ama üçüncü defa girdiği sınavdan geçer fakat o da puanı yüksek olan piyade birliğine değil de daha düşük puanlı olan süvari birliğine girer. Burada başarılı bir öğrenci olur hatta okul birincisi olur. Churchill, babasına onun işe yaradığını göstermek, adını ülkesine duyurmak için 1895 yılında İspanya’nın Küba’nın bağımsızlığına karşı yaptığı savaşa, savaş muhabiri ve gözlemci olarak katılır. Burada yazdığı yazılarla ülkesinde yavaş yavaş tanınmaya başlar. Churchill buradan Mısır ve Sudan gider. Churchill ekonomi, felsefe, politika, parlamento üzerine bol bol okumalar yapar ve nihayetinde politikaya atılmaya karar verir. İngiltere’nin Oldham şehrinde vekillik için aday olur fakat seçilemez. Altın ve elmas rezervi bol olan Güney Afrika’yı, İngiltere elinde tutmak ister ancak Güney Afrika buna karşı çıkar ve Boer Savaşı olur. Churchill bu savaşa da savaş muhabiri olarak katılır. İngiltere ordusuyla bir keşfe çıktığında tren kuşatılır, askeri birlikle beraber Churchill’de esir alınır. Churchill esirlikten kurtulmak için kaçmaya karar verir. Kaçmayı başaran Churchill akşamın karanlığında ilerler, gün ağardığında da bir trene biner. Sonra bir maden ocağına sığınır. Maden mühendisi İskoç olmasından ötürü, İngilizlerin tarafını tutar ve Churchill’i 6-7 gün madende saklar. Daha sonra yün treninde yün balyalarının arasına saklanarak güvenli bir yere kaçar. Churchill bu başarılı kaçışı sayesinde ülkesinde daha da tanınır ve O, ülkesinde döndüğünde, bir kahraman gibi karşılanır. Churchill ülkesinde, ülkesini seven, ülkesi için çalışan, çabalayan, başarılı biridir artık. Bunun farkına varan Churchill siyasete tekrar atılmaya karar verir. Bir zamanlar kaybettiği Oldham şehrinden tekrar vekil adayı olur, kazanır ve İngiltere parlamentosuna girer; böylelikle 60 yıla yakın süren aktif siyasi hayatı, kariyeri de başlamış olur. Churchill, çok sevilen bir kahramandır. Özellikle de II. Dünya Savaşı sırasında bizzat yer alarak, Hitlere taviz vermeyerek, ülkesini ayakta tutmayı başarmış ve karanlık bir dönemden çıkarmıştır. Winston Churchill’in çocukluğundan itibaren babasına kendisini kanıtlama çabaları, babasının ve annesinin ilgisizlikleri, bunun getirdiği yalnızlık, tanınmama, sevilememe duygusu, ülke sevgisi onda, başarılı işler yapma azmini doğurdu. Babası, annesi, ilgisizlik, yalnızlık, ülke sevgisi onu başarılı faaliyetler götürür ve 20.yüzyılın en iyi liderlerinden biri yapar.
- Dünya'nın En İlginç Ülkesi: Sealand - Coğrafya
Dünya'nın en ilginç ülkesi: Sealand - Coğrafya Sealand, 1967’de İngiliz ordusunun eski binbaşısı Roy Bates ve ailesi tarafından kurulan ve hukuki statüsü tartışmalı olan platform-ada şeklinde bir mikro ulustur. Uluslararası karasularda bulunduğu için adanın devlet statüsüne çıkarılabileceğini ilan eden Bates, kendine “prens” unvanı da verdi. Ertesi yıl Kraliyet Donanması, Roy’u adadan atmaya çalıştı; ancak platformdan açılan uyarı ateşine maruz kalan askerlerin girişimi başarılı olmadı. Daha sonra da bir İngiliz savcı, platformun İngiliz karasularının 10 km (6 Mil) açığında olması dolayısıyla Roy Bates’i haklı bile buldu. 1974’te ise Roy Bates işi bir anayasa çıkarmaya kadar vardırdı ve ardından “egemenlik simgesi olarak” bir bayrak, millî marş ve Amerikan doları ile eş değer bir para birimi olan Sealand Doları'nı kabul etti. Sealand şu an Birleşik Krallık'tan ayrı bir şekilde hüküm sürmektedir. Sealand, kendi futbol takımını yaratmış ve takımının NF-Board üyesi gibi tanınmasını başarmıştır ve birçok tanınmayan ülke ile millî maç yapmıştır. Ülke, Ocak 2007'de 10.000.000 Sterlin'e satılığa çıkartılmıştır. 2012 itibarıyla Sealand Online Casino projesi ile Prens ve ailesi ülke ekonomisini güçlendirmeyi hedefliyor. Sealand'ın kurucusu Prens Roy Bates, 9 Ekim 2012 tarihinde 91 yaşında, son yıllarında Alzheimer hastalığına yakalanmış halde İngiltere'deki bir bakımevinde ölmüştür. Paddy Roy Bates'in ölümünün ardından yeni Prens, Prens Naibi Michael Bates olmuştur.
- Olimpos Dağları - Tarih
Olimpos Dağları - Tarih Türkiye’de adı Olimpos olan üç dağ bilinir. Bunlar Antalya, Bursa ve Köyceğiz’dir. Bursa Olimpos Dağı, Tarihin Babası olarak ünlenen Herodotos/Heredot, Bursa bölgesindeki Uludağ’a Olimpos demiştir. MS. 3.yüzyılda keşişler buraya manastırlar inşa etmişlerdir. 9.yüzyıla geldiğimizde 120 kiliseyle dolan bu dağa Keşişler Dağı denmiştir. **Hatta bu yüzden Keşişleme olarak bilinen rüzgârın buradan geldiği de rivayet edilir. Keşiş Dağı 1925 senesinde Osman Şevki Bey’in önerisiyle Uludağ adını almıştır.
- ATATÜRK - Kitap Tavsiyesi
ATATÜRK - Kitap Tavsiyesi Bir Milletin Yeniden Doğuşu Lord KINROSS Çeviren: Necdet SANDER Tür: Tarih Yayınevi: Altın Kitaplar Basım Tarihi: 2021 Sayfa Sayısı: 591 Çökmüş bir milleti ayağa kaldıran, milletiyle beraber ülkesinin yenilgilerle dolu makus talihini ve tarihini yenen, vatanına özgürlüğü- eşitliği- demokrasiyi tattıran, ülkesini milliyetçi, halkçı, cumhuriyetçi ve laik değerler üzerine kuran, Mustafa Kemal Atatürk’ün, akademik otobiyografisi ama bir o kadar da romanıdır, elimizdeki kitap. Bir zamanlar Osmanlı toprağı sayılan Makedonya’da, Osmanlı vatandaşı olarak doğan Mustafa’nın, ailesi, gençlik yılları, askerliği, çevresi, siyasete girişi, ideolojisi ve devlet adamlığına giden süreçleri yazarımız 5 yıllık araştırma ve inceleme-hatta savaşların olduğu bölgeleri dahi gezen- sonucu yazmış ve biz Atatürk okuyucularına sunmuştur. Anlatımı ise akıcı, anlaşılır bir dil ve yalın cümlelerle yoğun bir anlatımdır. Osmanlı gerileyişi, yıkılışı, Millî Mücadele, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyet’inin doğuşu, dünya devletleri gözünde Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti gibi olay ve olgulara da ışık tutan bir eserdir. Bir İngiliz yazar gözünden sadece kendi ülkesi ve yüzyılını değil sonraki yüzyılları ve ülkeleri de etkileyen bir liderin öyküsü olan bu kitap muhakkak okunmalıdır. Kitapta, Atatürk’ün kendi ağzından, kendi cümleleriyle düşünce yapısını, olaylara yorumlarını da okursunuz. Kitabın en nitelikli özelliği ise M.K. Atatürk’ün bir otokrat lider olduğunu, siyasi gücü elinde tutma isteğini, siyasi-sosyal-ekonomi stratejilerini ve planlarını gösteren ve gösterirken de aslında bütün bunları ülkesinin ve halkının özgürlüğü, eşitliği, mutluluğu, demokrasisi için yaptığını göstermesidir. Kitabımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğini ama insani yönlerini de göstererek anlatmıştır. *** Atatürk hakkında okunması gereken belli kitaplar vardır, bunlar: 1)Falih Rıfkı ATAY, Çankaya 2)Şevket Süreyya AYDEMİR, Tek Adam 3)Lord Kinross, Atatürk, Bir Milletin Yeniden Doğuşu 4)Andrew MANGO, Atatürk Modern Türkiye’nin Kurucusu Kitaptan Alıntılar: -Onun çağının diktatörlerinden ayıran iki önemli nokta vardı.: Dış politikası, sınırları genişletmek yerine daraltmak esasına; iç politika ise kendi ölümden sonra da ayakta kalabilecek bir siyasal sistem kurmak düşüncesine dayanıyordu. -Mustafa Kemal başka bir arkadaşı sayesinde de “siyaset diye bir şey” in varlığının farkına vardı. Bu arkadaşı kendisi gibi Makedonyalı olan Ali Fethi’ydi. -Edirne’de kesin olarak Türkiye’de kaldı. Enver yükseldikçe yükseldi. Harbiye Nazırlığı’na getirildi; paşa oldu; Osmanlı prenseslerinden biriyle evlendi ve Boğaziçi’ndeki bir sarayda prensler gibi yaşamaya koyuldu. O yumuşak başlı “Hürriyet Kahramanı” böylece tam bir askeri diktatör olunca herkes “Enver Paşa, Enver Bey’i öldürdü” demeye başladı.
- Jan Dark Kimdi? - Tarih
Jan Dark kimdi? - Tarih Engizisyon Mahkemesi Tapınak Şovalyeleri'nden sonraki kurbanı Jan Dark oldu. Jan Dark bazen sesler duyduğunu, gözlerinin önüne görüntüler geldiğini ve kendisini ilahi bir rehber olarak kutsandığını söylemiştir. Erkek kıyafetleri giyen bu savaşçı kadın, Fransa ordularını İngiltere orduları karşısında, manevi destekle de, önemli zaferler kazandırmıştır. Mayıs 1431 de İngilizler tarafından yakalanır ve Engizisyon Mahkemesine çıkarılır. Mahkeme 19 yaşında olan bu kızı kafirlikle suçlayarak 1431’de yakmıştır. Ölümünden 490 yıl sonra ise kilise Jan Dark’ı Fransa’nın Koruyucu Azizesi ve Orleans Bakiresi ilan etmiştir.
- Hünkarların Yolculuk Taşıtları - Tarih
Hünkarların Yolculuk Taşıtları - Tarih Padişahlar yüzyıllar boyu Eyüp’e gidiş gelişte at sırtında yolculuk etmiş, I.Mahmud “esb-i saba-reftar”(rüzgar kadar hızlı at ) üzerinde geri dönmüştü. Ancak Sultan V.Mehmet Reşad yaşlı ve şişman olduğundan bu adeti benimsemeyerek, orya Söğütlü vapuruyla gidip, arabayla dönmüştü. Simavi’ye göre (Lütfi Simav, Gördüklerim Kitabı) kara yolu ile dönmek talihsiz bir karadı. Deniz yoluyla dönmenin daha iyi olacağını savunuyordu., zira böylece arabayla çirkin ve ahşap evlerle çevrili dar sokaklardan geçilmek zorunda kalınmayacaktı... Ebru BOYAR-Kate FLEET, Osmanlı İstanbul’unun Toplumsal Tarihi
- Venedik'in Konstantinapol'ü Yağmalaması - Tarih
Venedik'in Konstantinapol'ü Yağmalaması -Tarih Dördüncü Haçlı Seferi Venedik’in yüzüne güldü. Venedik’in yaşlı ve kör doçu, Enrico Dandolo, Haçlıların taşıma ücretlerini ödeyemedikleri bahanesiyle bütün bir Haçlı Seferini Venedik’in emrine verdi. Önce başkaldırmaya cesaret eden Zara’yı aldı; ardından da kadim ve tek rakibi olan ebedi Byzantium’a yöneldi. Papa orduları Zara’ya yönlendiren Venediklileri aforoz etmişti ama ne işe yaradı ki? Konstantinapol’ü yağmaladılar ve dört büyük yıldızlı atı, Akdeniz yağmalarıyla tıka basa dolmuş bir harami mağarasına benzeyen St. Marco Bazilikası’na taşıdılar. Burası yaklaşık dört yüz yıl önce, Venedikliler tarafından Müslümanları atlatmak için, bir fıçı salamura domuz etinin arasına gizlenerek İskenderiye’den çalınan mübarek aziz kemiklerine de ev sahipliği yapıyordu. Ayasofya’daki ayini artık Venedikli bir başpapaz yönetiyordu. Venedik, söylendiğinde trompet gibi çınlayan şerefli “ Roma İmparatorluğu’nun bir yarısının ve bir çeyreğinin hâkimi ” unvanını almıştı, doçu ise, Antik Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi kırmızı potinler giyecekti; şimdi dört denize hükmediyordu: Adriyatik, Ege, Marmara ve Karadeniz… Eileen POWER, Ortaçağ İnsanları
- Çay Partisi - Tarih
Çay Partisi - Tarih 16 Şubat 1939 tarihinde İnönü’nün not defterinde “ Hükümette tedrici tasfiye ” yazmaktadır. Anlıyoruz ki Atatürk’ün kadroları yönetimden uzaklaştırılmıştır. İkinci tarih, 24 Aralık 1939’da Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan 1700 kişilik “ kırgınlıkları giderm e” çay partisi karşımıza çıkıyor. Bu çay partisi neticesinde, Mustafa Kemal’in 15 yıldır kararlıkla meclisten ve yönetimden uzak tuttuğu ve bazılarının yıllarca yurtdışında yaşadığı bilinen kişiler milletvekili ve bakan olmuşlardır. Bu kişilerden bazılarının 1919’larda Amerikan mandacısı olduğu ve neden yönetimden uzak tutuldukları Nutuk’ta bizzat Mustafa Kemal tarafından belirtilmiştir. İsmail YAVUZ, Mustafa Kemal’in Uçakları (Türkiye’nin Uçak İmalat Tarihi 1923-2012)
- Rakının Ülkesinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Erdoğan Türkiyesi’ne Şarap ve Alkol (14.-21.Yüzyıllar) - Kitap Tavsiyesi
Rakının Ülkesinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Erdoğan Türkiyesi’ne Şarap ve Alkol (14.-21.Yüzyıllar) - Kitap Tavsiyesi François GEORGEON Çeviren: Renan AKMAN Yayınevi: İletişim Yayınları Tür: Araştırma Basım Tarihi:2023 Sayfa Sayısı:341 Türkiye’nin toplumsal ve kültürel hayatının unsurlarından biri olmuştur içki; boza, şarap, bira, rakı Yazar, Türklerin Orta Asya’dan bugüne kadar uzanan içki hayatını, içkinin dünü ve bugününü incelemiştir. Türklerin ilk alkollü içkisi olarak bilinen boza, Osmanlı’nın vazgeçilmezi olan şarap, içki seçeneğine eklenen bira ve 19.yy.’da hayatımıza giren rakının bu topraklardaki tarihine ışık tutulmuştur. İçkinin, din-toplum-siyaset ekseninde nasıl şekillendiği, döneminin basınında, edebiyatında, sağlığında nasıl yer aldığı, meyhanenin bir utanma yerinden sosyalleşme mekânına gelmesi… gibi içki ve içkiye dayalı Türkiye’nin tarihini okumak isteyenlerin okuması gereken akademik kitaptır. Kitabımız akademik olsa da akıcı bir üslubu ve anlaşılır bir dili vardır. Ayrıca kitapta yer yer görsel öğelere yer verilmiştir. Zengin bir kaynakçası vardır. Kitaptan Alıntılar: - III.Osman’ın kadınların sokakta dolaşmalarının günlere bağlanması ve gayrimüslimlere kendileri için tayin edilmiş kıyafetleri giyme mecburiyetinin getirilmesiyle İslami bir ahlak düzenini yeniden tesise matuf ilk icraatları arasında, meyhanelerin kapatılması da yer alır.; bu son uygulama yeniçeri ağası, bostancıbaşı, topçubaşı ve Galata voyvodasının gelirlerinin aniden azalmasına neden oldu ve Hammer’in deyişiyle “homurdanmalara yol açtı” -Büyü Osmanlı şehirlerinde, özellikle başkentte bu devrin bir yeniliği de şık meyhanelerin baş göstermesiydi. Bunlara “selatin camiler”denen sultan camilerine göz kırpışla “selatin” meyhaneler denir.
- Köhne - Ethem BARAN - Kitap Tavsiyesi
Köhne - Ethem BARAN - Kitap Tavsiyesi Ethem BARAN Yayınevi: İletişim Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi:2024 Sayfa Sayısı:220 Orta Anadolu’da yazgıları iç içe geçmiş kadınlar… Hepsinin hikâyesi ayrı ayrı olsa da, acıları aynıydı aslında; ailede sevilmeyişi, baba ocağında hepsinin birer namus simgesi olması, istemedikleri, sevmedikleri erkeklerle zorla evlendirilmeleri, evliliklerinde kocalarından sevgi-saygı görmeyişleri, dayak yemeleri, hor görülmeleri, mutsuz olmaları; hayatı yaşayamadan kucaklarına çocuk verilmeleri, erkek çocuklarının sevilip, kız çocuklarının sevilmemesi… maddi manevi zorluklarla geçen yaşamları… Romanımızda kadın hikâyelerinin yanında gecekonduluğun zor şartları, yoksulluk gibi temel sorunlar da anlatılmıştır. Sade, yalın bir üslupla kaleme alının romanın mutlu eden yanlarından biri de kadınlara acı çektiren, onların gözyaşlarına neden olan erkeklerin hazin sonu…
- FİKİRLER TARİHİ Ateşten Freud’a
Peter WATSON Çevirenler: Kemal ATAKAY, Nurettin ELHÜSEYNİ, Kaya GENÇ, Barış PALA, Bahar TIRNAKÇI Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Tür: Araştırma-İnceleme, Tarih Basım Tarihi:2018 Sayfa Sayısı:1081 İnsanın Tanrı’ya öykünüp, nasıl yaratıcı hale geldiğinin -ve geleceğinin de- zihinsel süreçlerini anlatan bir araştırma-inceleme kitabı. İngiliz araştırmacı, insan denilen yaratığın, yaratıcılıkta kilometre taşlarını belirlenip, hangi aşamalardan, düşünce akışlarından geçtiğini, bugüne ulaşmada hangi zorluklardan aştığını, tam 1060 sayfada özetlemiştir. Özetlemiştir (sayfa sayısı çok gelebilir ama değil) zira, zihinsel süreçlerin üzerinde titizlikle durup, anlattığı için, 1060 sayfayı özet olarak görmek lazım gelir. İnsanın zihinsel süreci, taş baltalardan başlar, obsiyen denilen kesici aletlerden oradan neolitik dönem, derken; dil, matematik, edebiyat, biyoloji, kimya, fizik, tarih, coğrafya, felsefe, psikoloji, sosyoloji, siyaset, iktisat, resim, heykel, müzik,demokrasi, işçi sınıfı, hizmet sektörü, sağlık…. Liste böyle uzayıp gitmektedir. Ama zihinsel sürecin bu denli ilerlemesinde, çağ atlatmasında hiç kuşkusuz en önemli olguların başında din gelmiştir. Asya inançları, paganlık, üç büyük dini yazarımız incelemiştir. Özellikle Hıristiyanlık dini. Bazı okurlar kitabı inceledikten sonra yazarın “Bilimin vatanını Avrupa gibi göstermiş, Daha çok Avrupa’ya yer ayırmış” gibi eleştiriler yapabilir. Ama yazarımız Hindistan ve Çin, İslam dünyasının, yani Doğu’nun, uygarlığın temeli olduğunu, kültürel yüksekliğini verdiği bilgilerle söylemiştir. Ve neden 12. 13.yüzyıldan sonra Doğu ilerleme de durmuş da yerini Batının aldığını da anlamaya, bize de anlatmaya çalışmıştır. Ve gerçek şu ki bilimin, düşüncenin ilerlemesinde Batı Avrupa sonrasında yanına aldığı Amerika’nın katkısı büyüktür. Bilimin, düşüncenin bu kadar gelişmesinde ve giderek de gelişme göstermesinde en büyük katkıyı kuşkusuz ki içten okumanın başlamasıdır. Kitabımızı birden fazla kişi çevirmiştir. Bu çevirmeler arasında farklılıklar olsa da, tarihe, bilime, kültüre, politikaya, dine merak salanların muhakkak okuması gereken araştırma-inceleme kitabıdır. Ayrıca yoğun anlatımlı ve bilgi üzerine olduğu için kitabımızı hemen bitirmek zordur. Bu yüzden araya romanlar ya da başka alanda kitaplar koyarak okumanız daha iyi olur. Ama elinizden düşüremeyeceğiniz, zevkle okuyacağınız bir başucu kitabı.